19 Mayıs 2009 Salı

11 Mayıs 2009 Pazartesi

AYDINLANMA EMRE KONGAR

Emre Kongar - Resmi Internet Sitesinden alıntıdır...



AYDINLANMA

EMRE KONGAR

MARDİN OLAYI: YEREL, ULUSAL VE EVRENSEL ŞİDDETİN ANOMİDE BULUŞMASI


Herkes şaşkın...

"Böyle bir vahşet nasıl olabilir?"

"Nedir bu vahşetin nedeni?"

"Koruculuk mu?"

"Namus meselesi mi?"

"Tarla sorunu mu?"

"Sosyologlar bu konuya eğilmeli, nedenleri analiz etmeli!"

* * *

Aslında benim için olay hiç de şaşırtıcı değil.

Hatta "Bekliyordum" bile diyebilirim.

Belki Mardin'de, o gün, o saatte, o yerde değil...

Ama her gün, her saat, her yerde olabilirdi...

* * *

Şiddet ve vahşet her yerde...

Her ölçekte:

Yerelde...

Ulusalda...

Everenselde...

* * *

Yerel yapı şiddet üretiyor:

Feodal ilişkiler...

Şiddete dayalı güç hiyerarşisinin belirlediği bir düzen...

Aşiretler...

Aileler...

Kan davaları...

"Töre" ya da "namus" cinayetleri...

Çözülen bir feodal yapıda, gücünü korumak isteyenlerin acımasızlığı...

"İhkakı hak" geleneği...

Aile içi şiddet...

Aile içi taciz ve tasallut...

Ulusal yapı şiddet üretiyor:

Otuz yıla yakın bir süredir devam eden etnik terör...

Baskınlar, mayınlar, canlı bombalar...

Koruculuk sistemiyle, aşiretlerin, şiddete eğilimli kişilerin eline verilen silahlar...

Ülkedeki genel silahlanma, tabancalar, pompalı tüfekler, neredeyse her evde, her arabada bir silah...

Çocukların elinde kurusıkı tabancalar...

Trafik sorunlarında bile silaha sarılanlar, yol verme kavgasından çıkan cinayetler...

Zaman zaman başkaldıran, gençleri, aydınları katleden ülkeyi kana boyayan kafatasçı, dinci, mezhepçi, goşist ideolojilere dayalı terör...

Şiddete dayalı siyaset...

Evrensel yapı şiddet üretiyor:

Dünya çapındaki savaşlar, işgaller, terör ve şiddet...

Amerika'nın dünya egemenliği iddiasını askeri yöntemlerle sürdürmesi...

Amerikan hegemonyasına karsı, siyasal, radikal İslamcı direnişin kullandığı terör...

Sivilleri hedef alan kitle terörü...

Canlı bombalar...

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi uygarlığın, yalnızlığın, umutsuzluğun ürettiği bireysel terör:

Okulunu basan, katliam yapan öğrenciler...

Ailesini katleden babalar...

Ve hepsinin arkasında:

Şiddeti olağanlaştıran televizyon dizileri...

Şiddeti yücelten, kutsayan filmler...

* * *

Bütün bu yerel, ulusal ve evrensel ögeleri birleştiren, bütünleştiren ve bu trajediyi yaratan anomi yani kuralsızlık...

Anomi sonucu:

Umutsuzluk ve isyan!

* * *

Hem yerel, hem ulusal hem de evrensel nedenleri olan bir sorunun çözümü kolay değildir...

Hele hele bu konularda yapısal önemler almak hiç kolay değildir...

Ayrıca asıl soru şu:

Önlemleri alacak olanlar bu nedenlerin farkında mı?

Not: Sevgili okurlarım, bir seyahat nedeniyle Perşembe'ye kadar yokum.

Jurnal Net Remzi Kitabevi

Yiğit Bulut Rifat Hisarcıklıoğlu'na tepki göstermek yerine düzenleme yapın

Türkiye, bu ülkenin şımarık çocuğu olan bankacılık sektörüne dünya standartlarında düzenlemeler getiremez ise asla kalkınamaz. Sayın Başbakanım, burada 'ilk çiviyi' çakacak olan da yine sizsiniz.
Pazar günü bir gazetenin manşet haberlerinden biri, Başbakan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'na tepki gösterdi ve uzattığı eli sıkmayarak, bankalara karşı ses çıkarın mesajı verdi. Haber daha sert ifadeler içeriyor ama ben özetini bu şekilde aldım. Ana fikir belli: Başbakan, bankalara kızıyor ve TOBB'a "ses çıkarın, birşeyler yapın" diyor. Ben de daha önce defalarca söylemiş biri olarak diyorum ki, TBMM'de en büyük guruba sahip olan ve istediğiniz her kanunu çıarma yetisine haiz olan siz yapın Sayın Başbakan! Bu noktada biraz geriye dönelim ve detaylara bakarak soralım, TOBB gerçekten sessiz mi?
TOBB sessiz kalmadı
Geçmişte yazdım şimdi yine yazıyorum: Sessiz değil. TOBB Başkanı bundan çok kısa bir süre önce çok önemli bir konuya değindi ve özetle şunu söyledi; "Reel sektör ağlarken, bankacılık kesiminin yüzünün gülmesi ve mutlu olabilmesi mümkün değil. Bizlerin ağladığı bir dönemde bankalar çok mutlu ve büyük bir kâr patlaması yaşıyorlar." Uzun lafın kısası: Bankacılık sektörü ile ilgili TOBB'dan ve Başbakan Erdoğan'dan gelen eleştiriler bana göre de son derece haklı ama ilk icraat siyasi otoriteye düşüyor. Peki Türkiye'de durum nasıl? Değerli dostlarım, bir ülke düşünün bankacılık sektörü ile vatandaş arasındaki "bütün düzenlemeler" vatandaşın aleyhine yapılmış. Bir ülke düşünün "dünyada eşi benzeri olmayan" bir uygulama yapılıyor. Konut kredisi alıyorsunuz, adına dünya ile uyumlu şekilde mortgage diyorlar ama yaptıkları dünya yüzeyinde eşi benzeri olmayan detaylar içeriyor.
Her şey vatandaşın aleyhine
Konuta karşılık verilmesi gereken kredi için bütün mal varlığınız hatta ailenizin bütün varlıkları tehdit altına alınıyor. Bir ülke düşünün "bankadan gelen öde emrine" itiraz etmeniz için "önce ödemeniz" sonra "Yargı makamına" gitme hakkınız var! Bir ülke düşünün düşük kredi faizi diyerek reklam yapılıyor, işlem yaptığınızda peşin komisyon, dosya parası, kur farkı gibi abuk subuk kalemler ile kredi faizi inanılmaz noktalara geliyor. Bir ülke düşünün aylık kredi kartı gecikme faizi ABD ve AB'deki yıllık faizden daha yüksek! Bitmedi! Bir Ticaret Kanunu düşünün bütün detaylar vatandaşın aleyhine çalışıyor ve size gönderilen ödeme emrine itiraz etmeniz için en az o ödeme kadar paranız olması gerekiyor! Bir ülke düşünün bankaları "katrilyonlarca" kâr açıklarken, reel sektör yok oluyor! Var mı böyle "kârlı, ballı" bir ticaret, vatandaşını bankalara bu kadar ezdiren başka bir "mekan"! Var mı!
Bankalarda kâr patlaması
Değerli dostlarım, Hisarcıklıoğlu söyledi, hakkını teslim edelim hatta bakın neler dedi: "Her sektör kan kaybederken bugün bankacılık sektörü kâr patlaması yaşıyor. Ama kâr patlaması yaşamasının altında yatan neden şu; bankada mevduatınıza en fazla yüzde 12-12,5 faiz veriyorlar. Şirketlere açılan kredilerde ise en sağlam olan şirkete yüzde 20, normal verilebilecek kişiye de yüzde 25 faiz uyguluyorlar. Tam yüzde 100 fark var. Böyle bir şey olmaz bu insafsızlık. Yüzde 12,5 ile mevduat toplayacak, yüzde 25 ile kredi vereceksin. Bunu kabul etmek mümkün değil. Eğer buradan hep beraber çıkacaksak, birlikte sorumluluğumuzu da bilmemiz lazım. Aslında bir bankacı olarak düşündüğünüz zaman yüzde 25 faizle kredi vermek dururken, neden yüzde 14'le devlete para satıyorlar. Çünkü paraya ihtiyacı olan daha güvenilir bir yer var. İşi sağlam gördükleri için hazine bonolarına yatırımı tercih ediyorlar. Şimdi de bize insafsızca yükleniyorlar. Devletin iç borçlanma ihtiyacının bu nedenle azaltılması lazım."
Lobilerden çekinmeyin
Bu noktada bankacılıktan şikayet eden Sayın Erdoğan'a sesleniyorum; son derece haklısınız, yaptığınız her eleştirinin bir vatandaş olarak sonuna kadar arakasındayım. Türkiye, bu ülkenin "şımarık çocuğu" olan bankacılık sektörüne "dünya standartlarında" düzenlemeler getiremez ise çok net söylüyorum; asla ama asla kalkınamaz! Kalkınamaz! Ama Sayın Başbakanım, burada "ilk çiviyi" çakacak olan da yine sizsiniz! Size bir vatandaş olarak çağrıda bulunmak istiyorum; "mortgage" düzenlemesinden başlamak üzere, Türk Ticaret Kanunu dahil "her satırı" vatandaşımızı koruyacak şekilde, ABD ve Avrupa Birliği (AB) düzeyine getirelim! Bunu yapalım! Bankacılık lobilerinden korkmayalım, çekinmeyelim. Bunu yapın, bu ülke sizi asla ama asla unutamaz!

Atatürk’ün ABD’lilere hitap ettiği bir görüntüsü

İşte Ata'nın ABD'ye hitabıÇankaya Köşkü, şimdi de Atatürk’ün ABD’lilere hitap ettiği bir görüntüsünü yayınladı. Şimdiye kadar ender yayınlanan 2 dakika 19 saniyelik görsel doküman, Atatürk’ün, ABD’in ilk Türkiye Büyükelçisi Joseph C. Grew’i kabulünü içeriyor. Atatürk, ABD Büyükelçisi’nin de yanında hazır bulunduğu görüntüde, ABD halkına hitap ediyor. Atatürk, 1925 yılında çekilen bu görüntüsünde, ABD’lilere "Muhterem Amerikalılar" diye hitap ediyor ve "Amerika milletinin Türk milletiyle beraber olduğundan şüphem yoktur" diyor.

PENGUEN KAPAK



BURADA YER ALAN YATIRIM BİLGİ, YORUM VE TAVSİYELERİ YATIRIM DANIŞMANLIĞI KAPSAMINDA DEĞİLDİR. YATIRIM DANIŞMANLIĞI HİZMETİ; ARACI KURUMLAR, PORTFÖY YÖNETİM ŞİRKETLERİ, MEVDUAT KABUL ETMEYEN BANKALAR İLE MÜŞTERİ ARASINDA İMZALANACAK YATIRIM DANIŞMANLIĞI SÖZLEŞMESİ ÇERÇEVESİNDE SUNULMAKTADIR. BURADA YER ALAN YORUM VE TAVSİYELER, YORUM VE TAVSİYEDE BULUNANLARIN KİŞİSEL GÖRÜŞLERİNE DAYANMAKTADIR. BU GÖRÜŞLER MALİ DURUMUNUZ İLE RİSK VE GETİRİ TERCİHLERİNİZE UYGUN OLMAYABİLİR. BU NEDENLE, SADECE BURADA YER ALAN BİLGİLERE DAYANILARAK YATIRIM KARARI VERİLMESİ BEKLENTİLERİNİZE UYGUN SONUÇLAR DOĞURMAYABİLİR. *************
Free META Tag Analyzer Free Hit Counters
Sitemap Generator Link Değişimi *Valid HTML 4.01 Transitional