28 Mayıs 2008 Çarşamba

Amerika İran'a saldırmak zorunda 29.05.2008 | Yiğit Bulut | Yorum

gazeteler aktuel konular rss ler


Kurtlar Vadisi Pusu'da büyük savaş başladı

Referans Gazetesi
Amerika İran'a saldırmak zorunda 29.05.2008 | Yiğit Bulut | Yorum Son 20 yılda zaman zaman savaşa dönen ama son 5 yıl içinde 11 Eylül saldırısı ve Irak işgali ile dünya düzenine hâkim olan gerilim dinamiğinden en çok kim kazandı? Tek bir kazanan var: Yıllarca kızıl tehdit ile varımızı yoğumuzu silaha yatırtan, tez-antitezin çökmesi ile Ortadoğu kökenli tehdit unsuru yaratarak yeni bir diyalektik yapı kuran askeri-endüstriyel kompleks.Konu hakkında hiç yorum yapmadan bugünden geçmişe bazı olayları hatırlayalım;

Tüm Gazeteler
Günlük Gazeteler
Gazete Oku

* Putin, Amerikan, İngiliz, Fransız ve Alman petrol şirketlerinin haklarını elinden aldı, Rusya'yı yabancı yatırıma kapattı

* ABD'de mortgage krizi "tepe" yaptı, Amerikan bankaları zorda, Amerikan ekonomisi yüksek petrol fiyatı üzerinde duruyor

* ABD'de "İran saldırısı" için Kongre'de görüşme yapıldı

* Putin Rusya'yı yeniden "nükleer tehdit" olarak konumladı.

* ABD, Irak'tan çekilme sinyali verdi.

* İran sorunu BM gündemine geldi.

* Bush, son yaptığı konuşmada ABD halkından ve Senato'dan, halkının özgürlüğünü korumak adına, İran'a karşı manevi destek ve en önemlisi ek bütçe istedi.

* Karikatür krizi büyüdü, ilk etapta geri adım atan Avrupa, sonrasında biz bunu ifade özgürlüğü adına yapabiliriz noktasına geldi.

* ABD, İran ve Suriye'nin tehdit olduğunu açıklayıp dünyayla işbirliği yapma konusunda uyardı.

* Türk askerlerinin başına çuval geçirildi, ABD, Ortadoğu'da Türkiye'ye meydan okudu.

* ABD, dünya barışını koruma adına Irak'ı işgal etti, nükleer tesislerini saklayan Saddam'ın ülkesi, ABD ordusu tarafından ele geçirildi.

Türkiye'ye dönelim:

* Kurtlar Vadisi bir ilk, yapılan yorumlara göre; Türk milliyetçilerinin yapısı değişti, Amerikan destekli özel harekâtçılar artık Amerikan askerine karşı savaşır hale geldi.

* Türkiye, İran için de ABD'ye destek olmama yoluna girdi.

* Türkiye, tarihinin en büyük ekonomik krizinden çıktı. Dolar 5 yıldır ortalamada sabit kalırken, borsa tarihi rekorlara imza attı. 2001 sonrası Türkiye'ye giren her 1 dolar 5 ile 55 dolar arasında kâr sağladı.

* Sıcak para tarihi rekor getirilere imza atarken, bazı akademisyen ekonomistler karamsar yorumlar yaptı: Derviş'in ‘Aman dolar satmayın' açıklamasından sonra 3 yıl boyunca kendisini evinde ağırlayanlar TV programlarında ‘dolar 1 milyon 700 bin TL'de mi durur yoksa 2 milyon TL'de mi durur'u tartıştılar...

* Ekonominin başındaki isim Kemal Derviş ‘Dolar satanın eli yanar' dedi. Doların ilk defa 1 milyon 300 bin TL seviyesini aşağı zorladığı

dönemde, halkı dolar satmaması konusunda uyardı.

* Türkiye, tarihinin en büyük ekonomik krizine girdi. Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında Anayasa fırlattı krizi çıktı.

* 2002 sonrası Türkiye'de "yeni siyasal sentez" ortaya çıktı. "Milli görüş" çizgisinden gelen bir isim, "Kemalist sistemin" kalbi olan Cumhurbaşkanlığı makamına oturdu. Bu gelişmeyi "ABD ve AB'deki düşünce kuruluşları"; Türk halkının 1920'lerde "aniden ilişkisi kesilen geçmişi ile" barışma girişimi olarak algıladı.

* ABD ekonomisi "yüksek petrol fiyatına rağmen" devinemeyen "sistemin" tıkanması ile "yeni bir kargaşaya ihtiyaç" duyar hale geldi.

* ABD, İran'a da saldırıp, "tıkanan sistemi açabilir miyim" diye sorgularken, Türkiye'de "Cumhurbaşkanlığı" koltuğunu kaptıran 1923 "ruhu" bu devletin sahibi benim diyerek harekete geçti.

Değerli dostlar, yukarıdaki olaylar yaşadıklarımızın onda birinin, detay vermeden sadece hatırladığımız kısmı. Bunları, ana hatları ile sizler de hatırlayın diye aktardım. Bu noktada başa dönmek ve sistemin özünü anlamak açısından, biz bunları bu şekilde yaşar ve algılarken acaba bu olayların yarattığı dinamiklerin sonuçları ne oldu, sorusunu sormak istiyorum...

Gelin, dünya genelinden başlayarak birlikte cevap arayalım. Son 20 yılda zaman zaman savaşa dönen ama son 5 yıl içinde 11 Eylül saldırısı ve Irak işgali ile dünya düzenine hâkim olan gerilim dinamiğinden en çok kim kazandı?

Tek bir kazanan var: Diyalektik yapı içinde yıllarca kızıl tehdit ile varımızı yoğumuzu silaha yatırtan, tez-antitezin çökmesi ile Ortadoğu kökenli tehdit unsuru yaratarak yeni bir diyalektik yapı kuran ve bugün de artık tartışmasız olarak ABD yönetimine hakim olduğu görülen askeri-endüstriyel kompleks. Bu noktada konuyu detaylandırmak isteyenler; petrol şirketlerini son 5 yıldaki piyasa değeri artışına, kârlarının nasıl katlandığına ve son 5 yılda silah şirketlerine aktarılan trilyon dolarlık bütçeye bakabilirler... Peki bu lobi nasıl kazanmaya devam edebilir? Tek bir yol var: Ortadoğu'da patırtı bitmeyecek, petrol 100 doların üstünde kalacak hatta İran ile birlikte zirveyi de kıracak ve bütün dünya özgür olma yolunda savaşıldığını düşünürken yeni diyalektik sistem ayakta tutularak, kaynaklar onlara akacak... Aynen kızıl tehdit adı altında yıllarca paramızı hurdalara yatırmamız gibi.

Sonuç: İçinde yaşadığımız "nasıl bir sistem, neyi, nasıl algılıyoruz" ve "bizim devre dışı kaldığımız ana bölümde kimler, neler kazanıyor?"...

Son soru : Aşağıdaki petrol grafiğin lütfen bir bakın, buradan döner diyenler, acaba kırılmadan giden ve her defasında açısı dikleşen trendi göremiyorlar mı ?
Halil REÇBER/Teknik Analiz

27 Mayıs 2008 Salı

Turkcell mi Türk Telekom mu?yigit bulut / yorum analiz

Halil REÇBER/Teknik Analiz/Ücretsiz Piyasa Takibi
Toplama safhası destekleniyor
Endeks yeni haftaya satıcılı başladı ve önemli ilk destek bölgesi olan 39.000 -39.200 aralığını ilk saatlerde çalıştı. Endeks bu seviye üzerinde kalmayı da başardı. Endeks, 23 Ocakâ??taki ilk dip çalışmasından bugüne üç önemli bant aralığında seyretti.
Borsada Kazanmanın Sırrı
Şans değilse, kanıtlayın! Notebook ödüllü portföy yarışmasına katılın.
/Canlı Hisse,Takas, Parite
15 gün ücretsiz,Derinlik Analizleri ExpertAdvisor,SystemTester,Explorer

Bu bantlar şöyle: 42.000 -46.500, 44.000 -42.500 ve 41.000 -38.500. Geçmiş dönemdeki benzer dip ve taban çalışmalarını ve zirve oluşumlarını dikkate alarak 3 örnek üzerinden bir çalışma yaptığımızda, endeksin 2006 -2005 -1998 yıllarında büyük zirveler ardından oluşan sert satış süreçleri son 6 aydaki gelişmeleri destekliyor. Bu nedenle, trend toplama safhasını da destekliyor. Bu nedenle yeni bir gerileme ve düşüş trendi beklememekteyiz. Destek: 39.400 - 39.200 -39.000. Direnç: 40.000 - 40.500 -41.000.
kaynak:bugun..

---------


<***
Referans Gazetesi


Turkcell mi Türk Telekom mu?
yigit bulut / yorum analiz

Aklıma bir soru takıldı, daha doğrusu bana soran birkaç yabancı yatırımcıdan sonra soru kafamda şekillendi; sizce Turkcell'in mi yoksa Türk Telekom'un mu piyasa değeri daha fazla olmalı?

Konuyu araştırmak istiyorsanız, detay da vereyim; bugün itibariyle Türk Telekom'un piyasa değeri 12.4 milyar dolar, Turkcell'in piyasa değeri 16.9 milyar dolar. Peki hangisi daha değerli bir şirket olmalı? Hiç yorum yapmadan sorgulamayı size bırakıyorum.

Emlakta tuzaklara dikkat

Yurtdışında uzun yıllar yaşayan bir arkadaşım geçtiğimiz günlerde bana detaylarını da anlatarak yıllar önce ABD'de yaşanan "yüksek kira getirisi" oyunundan bahsetti. İlk önce bana fazla "olur" görünmedi fakat sonrasında şahsen müşteri havasında yaptığım birkaç denemede, dikkat çektiği noktanın çok önemli olduğunu yaşayarak bizzat test ettim.

Peki "yüksek kira getirisi garantili" ifadesi bize nasıl zarar verebilir?

Göstermelik kontrat

Hemen arz edeyim. Bir işyeri almak istiyorsunuz, değerini nasıl ölçersiniz? Oradan elde edeceğiniz kiranın verdiğiniz parayı size ne kadar zamanda geri döndüreceği üzerinden bir hesap yaparsınız ve ona göre karar verirsiniz. Bu detay sonrası gelin bir simülasyon yapalım. X'in 100 birime satmak istediği bir işyeri var. Satışa çıkarıyor ama gerek çevredeki kiralar gerekse binanın özellikleri değerinin 50-60 birimi geçmesine izin vermiyor. Aklına dahice bir fikir geliyor. En yakın arkadaşına orayı rayicin oldukça üstünde bir miktarda kiraya veriyor. Göstermelik olarak 1 yıllık kira kontratı yapılıyor ve daha sonra gazeteye yüksek kira garantili işyeri ilanı veriliyor. Siz ilana cevaben oraya gidiyorsunuz, işyerini görüyorsunuz, "Bu kadar etmez" fikrine sahip olmanıza rağmen yüksek kira getirisi üzerinden bir hesap yapıyorsunuz ve kısa sürede geri dönen paranız gerçeğine kapılarak alımı yapıyorsunuz.

Aradan bir süre geçiyor, kiracı çıkıyor ve siz yeniden kiraya vermeye kalktığınız zaman gerçekle karşı karşıya geliyorsunuz. Talip olan kiracıların teklif ettikleri rakamlar, sizin içeride bulduğunuz kiracıdan oldukça düşük. Hatta o rakamlardan kiralık ilanınıza bakmaya gelen bile yok.

Türkiye'ye de sıçradı

Sevgili dostlar, yukarıdaki örnek Amerika'da bir dönem çok yaşanan ve "Ödediğim taksit ile aldığım kira aynı" noktasında birçok insanı yüksek fiyatlardan alıma teşvik eden bir yapıyı anlatıyor. Aynı sistemin Türkiye'de boy göstermeye başladığını gözlemlemeye başladık. Bu noktada bir detay belirtmem gerekli, bu yazıdan "Bu ifadeye sahip olan ilanların tamamına aynı gözle bakmak gerekir" anlamını çıkarmamak gerekli. Her konuda iyi ve kötü olabileceği, her kavram yanlış uygulamalara çekilebileceği gibi bu ifade de yanlış amaçlarla kullanılabilir. Bu yazının amacı size sistemin ne gibi boşlukları olabileceğini göstermek ve dikkatli olmanız gereken noktalara işaret etmek.

Sonuç: İster işyeri, ister ev olsun yüksek kira getirisi hatta ödediğiniz taksitlere eşit kira getirisi gibi tekliflerle karşılaştığınızda, durup, düşünmeniz gerekli. Gerçekten daha önceki örneklerimizde de incelediğimiz gibi değerine göre daha yüksek kira getirisi olan ev-işyerleri olabilir. Olabilir ama görevimiz sizleri bütün olabileceklere karşı uyarmak ve bir tane dahi olsa tekrarı olmaması için yaşananları ve yaşanabilecekleri sizlere aktarmak.

***

Dolar borçlanmak kârlı mı?

Bundan sonra dolar borçlanmak hala kârlı olmaya devam edebilir mi?

Bugüne kadar olanları ve doların en dalgalı halinde dahi bazı bankaların ekonomistleri "Kredilerinizi kapatın" çağrısı yaparken "Hareket 1.7-1.8 YTL bandını aşamadığı sürece dolar kredilerinizde kârlısınız" tezimi her zaman sizlere aktardım. Bugün için şunu söyleyebilirim; 2001 sonrası kullandığınız dolar bazlı kredilerin aylık ödemelerinde 1.7 YTL seviyesi geçilmedikçe her taksitte kârlı olmaya devam ediyorsunuz. Peki bugünden sonra kullanılacaklar? Bu, çok detaylı bir analiz; çarşamba ele almaya çalışacağım.

26 Mayıs 2008 Pazartesi

Dünya 'yapay insan' yapma yolunda ya biz?/26.05.2008 | Yiğit Bulut | Yorum

online hizmetler

Vatandaşlık hizmetleri

Emniyet

Vergi dairesi

Sınav sonuçları

Trafik

Sosyal güvenlik

SSK

Emekli Sandığı

Bağ-Kur

Türk Telekom

Ulaşım

Belediye hizmetleri

Milli Piyango

********************

Dünyanın genetik konusunda aldığı yol değişen dünya düzeninde değişmeyenlerin kontrol edilen olarak kalacağını gösteriyor. Türkiye'de zihinsel devrimi en kısa sürede başlatamazsak yeni dünyada kendimize yer bulamayız.

Değerli dostlar, Türkiye neleri tartışıyor? Kim, kime ne demiş, ne açıklamış, devlet kimin ve kimin eline geçiyor, kadınlarımızı eve kapatalım mı, manken kiminle oldu? Kısacası; gündem inanılmaz yoğun ve "derin."

Peki dünya neyi tartışıyor? Aya site yapalım mı, genetik bilimi nereye gidiyor, sentetik gen ve sonrası. Nanoteknoloji...

Sonuç1: Dünyanın özellikle genetik konusunda aldığı yolu duydukça, anladıkça ve bizim kısır gündemi düşündükçe, değişen dünya düzeninde değişmezler olarak nasıl kontrol edilenler olma yolunda azimle ilerlediğimizi anladım. Dünya ile aramız hızla açılıyor ve biz hala Osmanlı'ya matbaayı sokmayıp yok olmasına yol açan zihniyetin kalıntıları ile savaşıyoruz.

İnsan genomunda atak

Peki özellikle genetik konusunda dünya nerede?

Sizi fazla sıkmadan, elin oğlunun neler yaptığından bahsetmek istiyorum. Aldığım notları aktarayım:

* Özellikle ABD'de devlet destekli yürütülen insan genomu projesine karşı özel sektörde müthiş bir atak var.

* İngiltere, ABD'den sonra bu konuya özel ve devlet anlamında an fazla fon ayıran ülke. İngiliz araştırmacılar da ciddi yol almış durumdalar.

* Özel sektör içinde en dikkat çeken firmalardan biri Celera Genomics ve arkasındaki isim devlet gen projesine kafa tutmasıyla öne çıkan Craig Venter.

* Hatta özel şirketlerden biri olan Celera ve bağlaşık şirketler o kadar ileri gitmişler ki; yapay bir hayat formu, daha doğrusu sentetik kromozom yapmayı başarmışlar.

* Aralarında Nobel ödüllü Hamilton Smith adlı bilim adamının da bulunduğu 20 kişilik ekip, tamamen laboratuvar kimyasal malzemeleri kullanarak, 580 bin çift genetik şifre içeren 381 geni birbirine ekleyerek yapay kromozomu elde etmişler. Burada önemli bir tartışmayı da aktaralım; bu yapay hayat formu bir bakteriye enjekte edilip onu ele geçirip, kontrol ederek gelişiyor. Yani beden istendiği gibi şekillendirilebiliyor ama ruh, yani canlılık için bakteri kullanılıyor.

Biyolojik silah etkisi

* İnsan genomu projesi 1990 yılında resmi olarak başlıyor. 1990 yılında Türkiye'de nelerle uğraştığımızı lütfen düşünelim. Bugün kamuoyuna açıklanan sonuçlarından bildiğimiz kadarıyla insan genomu tam bir matematiksel tabloya dönüştürülmek üzere. "Ne olur" demeyin. Şöyle izah edeyim; karşınızdakinin yaptığı biyolojik silah hakkında en küçük bir fikriniz dahi olamadan sizi silebilirler.

* Aynı şekilde bu çalışmalara paralel olarak farmakogenomide, yani insanın gen yapısına uygun ilaç geliştirme alanında da inanılmaz adımlar atılıyor. Şimdi bunu yine tersten düşünün; biyolojik bir savaşta düşmanınız nerede duruyor?

* İşin daha da ilginç yanı Amerika ve İngiltere'de bu projelere para yatıran şirketler, genelde ülkenin en büyük holdingleri ve bağlantılı şirketleri. Aklıma bizim büyükler geldi. Daha geçen gün bir bayan holding yöneticisi ne kadar çok market açtıklarını anlatıp, televizyonlarda aferin bekliyordu. Gerçekten aferin; vatandaştan malı vadeli al, rafa koy peşin sat, ürünlerin çoğu ithal olsun, yerli halkı hizmet sektöründe asgari ücretle kullan, sonra çıkıp "Ne kadar büyük yatırımcıyım" de! Finansal entelektüel birikim yok ki. Herhalde Türkiye'deki büyük şirketlerden birinin kapısına böyle bir proje ile gitseniz, "Arsa yok mu kardeşim üstüne bina yapalım" diyerek kapıdan kovarlar. Biz değil miyiz; elimizdeki bütün teknoloji odaklı telekom şirketlerini üç kuruşa yabancıya satan.

Zihinsel devrim şart

Sonuç 2: Gördüklerime, duyduklarıma ülkem adına çok üzülüyorum. Özellikle dünya genelindeki bilimsel genleşme hakkında aldığım notların çok küçük bir bölümünü sizlere aktardım. Ha "Boş ver bunları kardeşim" diyorsanız, gelin o zaman tartışalım; laik miyiz, değil miyiz. Kızlarımızı eve nasıl kapatırız? El sıkan kadınlar cehennemlik midir? CHP mi yoksa AK Parti mi? MHP'ye de dava açılsın mı? Avrupa Birliği ne dedi?

Sonuç 3: Hep birlikte kamuoyunu değiştiremez ve ülkede zihinsel devrimi en kısa sürede başlatamazsak, inanın yeni dünyada yerimiz yok .

Son söz: Genetik hakkında benzer bir yazıyı daha önce de başka bir yayın organında kaleme aldım. Özellikle tıp camiasının üst düzey yöneticilerine Referans yoluyla daha da kolay ulaşabileceğimi düşünüyorum. Bu yazıyı okuyan ve genetik alanında "Bu ülkede bir şeyler başlatalım" diyen herkese kamuoyu oluşturmada-herkesle iletişime geçmede elimden geleni paylaşacağımı buradan belirtmek istiyorum. Bir şeyler yapalım lütfen .

--------------------------
Halil REÇBER
Borsada 39.200 çok önemli
Borsa son 1.5 aydır yanıltmaya ve şaşırtmaya devam ediyor. Geçen hafta özellikle 41.000 desteğinin aşağı yönde kırılmasıyla beraber endekste, son 1 yıllık süreçte en kötü bant aralığı olan 41.000 -38.500 işlemeye başladı.

Halil REÇBER
Haber Tarihi
25 Mayıs 2008
39.200'den geçen son 1 yıllık yükselen trend desteği ve aynı zamanda son 2 ayın desteği olan bu noktanın ilk günlerde destek ve denge bölgesi olması ilerleyen günler için endekste umutların devamı için önemli olacak. 39.200- 39.000 aralığının aşağı yönde kırılması ise endeksin 38.500'ün dahi aşağı yönde zorlaması anlamına gelir. Buna karşın ısrarla toplama safhasının devam ettiğini ve devam edeceğini, endeksin yeni en düşük seviyeler yapmadan tekrar bu en negatif bölgeden uzaklaşacağını tahmin etmekteyiz. Destek: 39.700 -39.000 -38.500. Direnç: 40.500 -41.000 -42.500.

DOLARDA DENGE

1.25Dolarda 1.23-1.255 bant aralığı çalıştı. 4 ay önce 1.15 seviyesinden başlayan kısa vadeli yükselen trendin korunduğunu görmekteyiz. Süreç 1.25'i denge bölgesi yapmaya devam ediyor. Bu seviyenin üzerinde, hafta ortasına kadar oluşacak kapanışlar doların 1.2650 -1.2750 aralığına kadar yükselmesi anlamına gelecek. 1-2 hafta 1.2700 -1.2300 bant aralığında seyir beklenebilir.

EURODA 1.97 DİRENÇ

Euroda, kısa vadeli destek olan 1.90 çalıştı. Önemli geçiş seviyesi olan 1.93'ün üzerindeki kapanışlarla da, parite euro lehine olan gelişmelerin etkisiyle hedef 1.9700 denendi ve kapanış bu seviyeye yakın gerçekleşti.Yeni haftada 1.97 önemli ve güçlü direnç. Bunun üzerinde kapanışlar şimdilik zor olmakla beraber 2.0 seviyesi önümüzdeki 2 hafta içinde kuvvetli direnç bölgesi olarak gelişebilir. Aşağıda ise destek 1.93.

PARİTEDE YATAY SEYİR

Paritede 1.555 direnci rahat geçildi ve 1.58; ikinci kademe direnç bölgesine kadar ulaşıldı. Son iki iş gününde oluşan sürece baktığımızda yukarı gitmekte şimdilik zorlanan paritede bu kuvvetli direnç seviyesinin geçilmesi için en azından salı gününe kadar 1.565 üzerinde kapanışların olması önemli. 1.565'in altında bir kapanış ise doların güçlenmesi demek. 1.55- 1.58 aralığında yatay seyir bekliyoruz.

Atatürk’ün ABD’lilere hitap ettiği bir görüntüsü

İşte Ata'nın ABD'ye hitabıÇankaya Köşkü, şimdi de Atatürk’ün ABD’lilere hitap ettiği bir görüntüsünü yayınladı. Şimdiye kadar ender yayınlanan 2 dakika 19 saniyelik görsel doküman, Atatürk’ün, ABD’in ilk Türkiye Büyükelçisi Joseph C. Grew’i kabulünü içeriyor. Atatürk, ABD Büyükelçisi’nin de yanında hazır bulunduğu görüntüde, ABD halkına hitap ediyor. Atatürk, 1925 yılında çekilen bu görüntüsünde, ABD’lilere "Muhterem Amerikalılar" diye hitap ediyor ve "Amerika milletinin Türk milletiyle beraber olduğundan şüphem yoktur" diyor.

PENGUEN KAPAK



BURADA YER ALAN YATIRIM BİLGİ, YORUM VE TAVSİYELERİ YATIRIM DANIŞMANLIĞI KAPSAMINDA DEĞİLDİR. YATIRIM DANIŞMANLIĞI HİZMETİ; ARACI KURUMLAR, PORTFÖY YÖNETİM ŞİRKETLERİ, MEVDUAT KABUL ETMEYEN BANKALAR İLE MÜŞTERİ ARASINDA İMZALANACAK YATIRIM DANIŞMANLIĞI SÖZLEŞMESİ ÇERÇEVESİNDE SUNULMAKTADIR. BURADA YER ALAN YORUM VE TAVSİYELER, YORUM VE TAVSİYEDE BULUNANLARIN KİŞİSEL GÖRÜŞLERİNE DAYANMAKTADIR. BU GÖRÜŞLER MALİ DURUMUNUZ İLE RİSK VE GETİRİ TERCİHLERİNİZE UYGUN OLMAYABİLİR. BU NEDENLE, SADECE BURADA YER ALAN BİLGİLERE DAYANILARAK YATIRIM KARARI VERİLMESİ BEKLENTİLERİNİZE UYGUN SONUÇLAR DOĞURMAYABİLİR. *************
Free META Tag Analyzer Free Hit Counters
Sitemap Generator Link Değişimi *Valid HTML 4.01 Transitional