online hizmetler
Vatandaşlık hizmetleri |
Emniyet |
Vergi dairesi |
Sınav sonuçları |
Trafik |
Sosyal güvenlik |
SSK |
Emekli Sandığı |
Bağ-Kur |
Türk Telekom |
Ulaşım |
Belediye hizmetleri |
Milli Piyango |
********************
Dünyanın genetik konusunda aldığı yol değişen dünya düzeninde değişmeyenlerin kontrol edilen olarak kalacağını gösteriyor. Türkiye'de zihinsel devrimi en kısa sürede başlatamazsak yeni dünyada kendimize yer bulamayız.
Değerli dostlar, Türkiye neleri tartışıyor? Kim, kime ne demiş, ne açıklamış, devlet kimin ve kimin eline geçiyor, kadınlarımızı eve kapatalım mı, manken kiminle oldu? Kısacası; gündem inanılmaz yoğun ve "derin."
Peki dünya neyi tartışıyor? Aya site yapalım mı, genetik bilimi nereye gidiyor, sentetik gen ve sonrası. Nanoteknoloji...
Sonuç1: Dünyanın özellikle genetik konusunda aldığı yolu duydukça, anladıkça ve bizim kısır gündemi düşündükçe, değişen dünya düzeninde değişmezler olarak nasıl kontrol edilenler olma yolunda azimle ilerlediğimizi anladım. Dünya ile aramız hızla açılıyor ve biz hala Osmanlı'ya matbaayı sokmayıp yok olmasına yol açan zihniyetin kalıntıları ile savaşıyoruz.
İnsan genomunda atak
Peki özellikle genetik konusunda dünya nerede?
Sizi fazla sıkmadan, elin oğlunun neler yaptığından bahsetmek istiyorum. Aldığım notları aktarayım:
* Özellikle ABD'de devlet destekli yürütülen insan genomu projesine karşı özel sektörde müthiş bir atak var.
* İngiltere, ABD'den sonra bu konuya özel ve devlet anlamında an fazla fon ayıran ülke. İngiliz araştırmacılar da ciddi yol almış durumdalar.
* Özel sektör içinde en dikkat çeken firmalardan biri Celera Genomics ve arkasındaki isim devlet gen projesine kafa tutmasıyla öne çıkan Craig Venter.
* Hatta özel şirketlerden biri olan Celera ve bağlaşık şirketler o kadar ileri gitmişler ki; yapay bir hayat formu, daha doğrusu sentetik kromozom yapmayı başarmışlar.
* Aralarında Nobel ödüllü Hamilton Smith adlı bilim adamının da bulunduğu 20 kişilik ekip, tamamen laboratuvar kimyasal malzemeleri kullanarak, 580 bin çift genetik şifre içeren 381 geni birbirine ekleyerek yapay kromozomu elde etmişler. Burada önemli bir tartışmayı da aktaralım; bu yapay hayat formu bir bakteriye enjekte edilip onu ele geçirip, kontrol ederek gelişiyor. Yani beden istendiği gibi şekillendirilebiliyor ama ruh, yani canlılık için bakteri kullanılıyor.
Biyolojik silah etkisi
* İnsan genomu projesi 1990 yılında resmi olarak başlıyor. 1990 yılında Türkiye'de nelerle uğraştığımızı lütfen düşünelim. Bugün kamuoyuna açıklanan sonuçlarından bildiğimiz kadarıyla insan genomu tam bir matematiksel tabloya dönüştürülmek üzere. "Ne olur" demeyin. Şöyle izah edeyim; karşınızdakinin yaptığı biyolojik silah hakkında en küçük bir fikriniz dahi olamadan sizi silebilirler.
* Aynı şekilde bu çalışmalara paralel olarak farmakogenomide, yani insanın gen yapısına uygun ilaç geliştirme alanında da inanılmaz adımlar atılıyor. Şimdi bunu yine tersten düşünün; biyolojik bir savaşta düşmanınız nerede duruyor?
* İşin daha da ilginç yanı Amerika ve İngiltere'de bu projelere para yatıran şirketler, genelde ülkenin en büyük holdingleri ve bağlantılı şirketleri. Aklıma bizim büyükler geldi. Daha geçen gün bir bayan holding yöneticisi ne kadar çok market açtıklarını anlatıp, televizyonlarda aferin bekliyordu. Gerçekten aferin; vatandaştan malı vadeli al, rafa koy peşin sat, ürünlerin çoğu ithal olsun, yerli halkı hizmet sektöründe asgari ücretle kullan, sonra çıkıp "Ne kadar büyük yatırımcıyım" de! Finansal entelektüel birikim yok ki. Herhalde Türkiye'deki büyük şirketlerden birinin kapısına böyle bir proje ile gitseniz, "Arsa yok mu kardeşim üstüne bina yapalım" diyerek kapıdan kovarlar. Biz değil miyiz; elimizdeki bütün teknoloji odaklı telekom şirketlerini üç kuruşa yabancıya satan.
Zihinsel devrim şart
Sonuç 2: Gördüklerime, duyduklarıma ülkem adına çok üzülüyorum. Özellikle dünya genelindeki bilimsel genleşme hakkında aldığım notların çok küçük bir bölümünü sizlere aktardım. Ha "Boş ver bunları kardeşim" diyorsanız, gelin o zaman tartışalım; laik miyiz, değil miyiz. Kızlarımızı eve nasıl kapatırız? El sıkan kadınlar cehennemlik midir? CHP mi yoksa AK Parti mi? MHP'ye de dava açılsın mı? Avrupa Birliği ne dedi?
Sonuç 3: Hep birlikte kamuoyunu değiştiremez ve ülkede zihinsel devrimi en kısa sürede başlatamazsak, inanın yeni dünyada yerimiz yok .
Son söz: Genetik hakkında benzer bir yazıyı daha önce de başka bir yayın organında kaleme aldım. Özellikle tıp camiasının üst düzey yöneticilerine Referans yoluyla daha da kolay ulaşabileceğimi düşünüyorum. Bu yazıyı okuyan ve genetik alanında "Bu ülkede bir şeyler başlatalım" diyen herkese kamuoyu oluşturmada-herkesle iletişime geçmede elimden geleni paylaşacağımı buradan belirtmek istiyorum. Bir şeyler yapalım lütfen .
Halil REÇBER
25 Mayıs 2008
DOLARDA DENGE
1.25Dolarda 1.23-1.255 bant aralığı çalıştı. 4 ay önce 1.15 seviyesinden başlayan kısa vadeli yükselen trendin korunduğunu görmekteyiz. Süreç 1.25'i denge bölgesi yapmaya devam ediyor. Bu seviyenin üzerinde, hafta ortasına kadar oluşacak kapanışlar doların 1.2650 -1.2750 aralığına kadar yükselmesi anlamına gelecek. 1-2 hafta 1.2700 -1.2300 bant aralığında seyir beklenebilir.
EURODA 1.97 DİRENÇ
Euroda, kısa vadeli destek olan 1.90 çalıştı. Önemli geçiş seviyesi olan 1.93'ün üzerindeki kapanışlarla da, parite euro lehine olan gelişmelerin etkisiyle hedef 1.9700 denendi ve kapanış bu seviyeye yakın gerçekleşti.Yeni haftada 1.97 önemli ve güçlü direnç. Bunun üzerinde kapanışlar şimdilik zor olmakla beraber 2.0 seviyesi önümüzdeki 2 hafta içinde kuvvetli direnç bölgesi olarak gelişebilir. Aşağıda ise destek 1.93.
PARİTEDE YATAY SEYİR
Paritede 1.555 direnci rahat geçildi ve 1.58; ikinci kademe direnç bölgesine kadar ulaşıldı. Son iki iş gününde oluşan sürece baktığımızda yukarı gitmekte şimdilik zorlanan paritede bu kuvvetli direnç seviyesinin geçilmesi için en azından salı gününe kadar 1.565 üzerinde kapanışların olması önemli. 1.565'in altında bir kapanış ise doların güçlenmesi demek. 1.55- 1.58 aralığında yatay seyir bekliyoruz.