28 Aralık 2008 Pazar

yigit bulut analiz yorum


27.12.2008 Yiğit Bulut
Birçok okuyucumuz soruyor: Borsa 2000 ve 2003 sonrası gibi ralli yapar mı? Ben de soruyorum, o dönemlerde piyasaları yukarı "taşıyan faktörler" nelerdi. Gelin, birlikte hatırlayalım:
1- 1999 yılının sonundan itibaren yeni hükümet, "Avrupa Birliği (AB) senaryosu", "Uluslararası Para Fonu (IMF) ile yeni anlaşma" gibi başlıkları algılamaya başlayan piyasa, 10.000 puan altından başladığı hareketi, 2000 yılı 17 Ocak sabahına kadar devam ettiriyor. 2000 yılı ocak ayında ulaşılan zirve TL bazında 20.700.
2- Bu hareket olurken yani dolar bazında 0.42-0.66 cent tabanından başlayan dinamik, 3.7 cent zirvesine gidip yeniden 2001 Şubatı'na kadar "1 cent" altına inerken Merkez Bankası baskısı altında kur, "kontrollü" şekilde yoluna devam ediyor. Daha açıkçası kur, 2000 Ocak tarihinden yani zirveden itibaren 2001 Şubat dibine gidene kadar Merkez Bankası "kura basmaya" devam ediyor.

Ana motor petrol

Bu noktada duralım ve ekleyelim. 2003-2007 Kasım arasında "38-40 dolar bandını" aşan petrol 150 dolara kadar gitti! Bu "çıkış" dünya piyasalarında inanılmaz bir fazla para yarattı ve içeride bizim borsamızı yukarı iten ana motor oldu. Bu noktada 2000 ve 2003 sonrası grafiklere dolar bazında bakalım.

2000 grafiği aylık dolar bazında



2003 sonrası grafiği Aylık dolar bazında



Peki çıkışı sorguladık, borsalar nasıl çöktü?
3- Ocak 2000 tarihinde 15 milyar dolar üzerinde olan yabancı takası 4 milyar doların altına düşüyor.
4- 2000 Ocak-2001 Şubat döneminde Türkiye 10 milyar dolar üzerinde cari açık veriyor ve Türkiye'den sıcak paranın çıktığı veya "kârını realize ettiği" dönemde anlaşma yaptığımız IMF'den veya Dünya Bankası'ndan en küçük bir "Kuru serbest bırakın" talebi gelmiyor.

Para ve beklenti yok

Burada duralım. 2003-2007 Kasım arasında "tepe" yapan endeksler, petrol fiyatından oluşan artının "marjinal etkisinin" düşmesi ile yataylaşmaya ve sonrasında çökmeye başladılar.
Sonuçlar:
1- 2001'den farklı bir yapı içindeyiz, kısa vadede o ralliyi yapacak beklenti yok.
2- 2003 sonrasında farklıyız, kısa vadede o ralliyi yapacak para yok.
Uzun lafın kısası; biri "beklenti" diğeri "sıcak para" çıkışıydı ama bugün kısa vadede tekrar ediyorum kısa vadede bu iki durumdan da uzağız!




Türkiye'nin "enerji vanası" Rusya'nın eline geçiyor

Son 2 gün içinde belki de fazla dikkatinizi çekmeyen bir haber: "Türkiye'nin ilk nükleer santral projesinde sona gelindi. Atom Enerjisi Kurumu (TAEK), eylüldeki ihaleye tek teklifi veren AtomstroyExport-Inter Rao-Park Teknik Konsorsiyumu (Rusya-Türkiye) ile ilgili incelemesini tamamladı. Enerji Bakanlığı çevreleri, fiyat ve teknik açıdan yeterli bulunan şirkete hükümetin de olur vereceği görüşünde. Mersin-Akkuyu'da kurulması planlanan Türkiye'nin ilk nükleer santral inşaatı ve işletimi için 24 Eylül'de ihale yapılmıştı. 13 firmanın şartname aldığı ihaleye, sadece 1 firma teklif vermiş, 5 şirket ise teşekkür mektubu sunmuştu."

Şalter Ruslara geçiyor

Evet, aynen okuduğunuz gibi. Bazı okuyucularımız "ne var bunda" diyebilirler. O zaman şu ek bilgileri de arz etmek istiyorum. Türkiye'de "doğal gaz vanamızın" neredeyse tamamının kontrolü Rusların elinde. Ve yine bu güzel ülkede elektriğin yüzde 40'tan fazlası doğal gazdan üretiliyor yani elektrik şalterimizi de Rusların elinde. Sıkı durun, bu ihale sonrası "nükleer enerji" vanalarımız da "yani içerideki enerji ihtiyacımızın büyük bir bölümü de" Rusların eline geçiyor. Şimdi soruyorum, hangi egemen ülke enerji arz güvenliğini bu kadar başka bir ülkeye teslim eder!
Sonuç: Nabuco'da günlerdir yazıyorum; Türkiye "bütün haklarını" nedense Avusturyalı bir şirkete teslim etmiş. Nedeni ve kazancı bilinmiyor. Doğal gaz ve elektrikte "vana-şalter" verilmiş şimdi de nükleer enerjinin "anahtarları" teslim ediliyor. Ya Allah Aşkına bu ülkede herke uyuyor mu! Neler oluyor!
Birçok okuyucumuz soruyor: Borsa 2000 ve 2003 sonrası gibi ralli yapar mı? Ben de soruyorum, o dönemlerde piyasaları yukarı "taşıyan faktörler" nelerd...

Atatürk’ün ABD’lilere hitap ettiği bir görüntüsü

İşte Ata'nın ABD'ye hitabıÇankaya Köşkü, şimdi de Atatürk’ün ABD’lilere hitap ettiği bir görüntüsünü yayınladı. Şimdiye kadar ender yayınlanan 2 dakika 19 saniyelik görsel doküman, Atatürk’ün, ABD’in ilk Türkiye Büyükelçisi Joseph C. Grew’i kabulünü içeriyor. Atatürk, ABD Büyükelçisi’nin de yanında hazır bulunduğu görüntüde, ABD halkına hitap ediyor. Atatürk, 1925 yılında çekilen bu görüntüsünde, ABD’lilere "Muhterem Amerikalılar" diye hitap ediyor ve "Amerika milletinin Türk milletiyle beraber olduğundan şüphem yoktur" diyor.

PENGUEN KAPAK



BURADA YER ALAN YATIRIM BİLGİ, YORUM VE TAVSİYELERİ YATIRIM DANIŞMANLIĞI KAPSAMINDA DEĞİLDİR. YATIRIM DANIŞMANLIĞI HİZMETİ; ARACI KURUMLAR, PORTFÖY YÖNETİM ŞİRKETLERİ, MEVDUAT KABUL ETMEYEN BANKALAR İLE MÜŞTERİ ARASINDA İMZALANACAK YATIRIM DANIŞMANLIĞI SÖZLEŞMESİ ÇERÇEVESİNDE SUNULMAKTADIR. BURADA YER ALAN YORUM VE TAVSİYELER, YORUM VE TAVSİYEDE BULUNANLARIN KİŞİSEL GÖRÜŞLERİNE DAYANMAKTADIR. BU GÖRÜŞLER MALİ DURUMUNUZ İLE RİSK VE GETİRİ TERCİHLERİNİZE UYGUN OLMAYABİLİR. BU NEDENLE, SADECE BURADA YER ALAN BİLGİLERE DAYANILARAK YATIRIM KARARI VERİLMESİ BEKLENTİLERİNİZE UYGUN SONUÇLAR DOĞURMAYABİLİR. *************
Free META Tag Analyzer Free Hit Counters
Sitemap Generator Link Değişimi *Valid HTML 4.01 Transitional